Ferruh Tunç’un şiirleri, yalın bir yaklaşımla uygarlık ve benlik arayışına yaslanır. Bu arayış, kurumların, değerlerin ve beğenilerin çözüldüğü, birbirine karıştığı ve fakat yeni olanın apaçık belirginleşmediği bir geçiş zamanında (onun deyişiyle melez zamanlarda) gerçekleşiyor.
Uygarlık ve benlik arayışı, Bir Cümle Olmaya Geldim’de daha da öne çıkıyor. Ardışık okunan Flamenko, Fado, Ya Leyl ve Uzun Hava bölümlerinde özellikle lirik olmaktan kaçınan ama yine de oradan söz alan şair, yakınlığın uzaklığa, benzerliğin başkalığa olan varlık borcunun ayırdındadır. Arayışları, antik kentlerde, müzelerde, eve dönüş yollarında zamanın parçalanmışlığını sağaltmayı, yitik mekânların yeniden bulunmasını ve bir şekilde bize ait kılınmasının çabaları olarak da okuyabiliriz.
Önceki kitaplarıyla Ceyhun Atuf Kansu, Behçet Aysan ve Behçet Necatigil şiir ödüllerini alan Ferruh Tunç, eğilimini ve eleştirel mesafesini sezgisel aklın süzgecinden geçirerek ortaya koyuyor. Bu çabasını şiir dilinin ve olanaklarının vaaz, reklam ve propaganda dili tarafından ele geçirilmesine karşı bir duruş olarak belirliyor.
Bir Cümle Olmaya Geldim, benim açımdan özgün olmaktan taviz vermeyen, zaman ve mekân arayışı ile yerli ama evrensel; yeni bir caz duygusudur.
Özgün olmaktan taviz vermeyen, zaman ve mekân arayışı ile yerli ama evrensel; yeni bir caz duygusu
“Ferruh TUNÇ’un şiirleri, yalın bir yaklaşımla uygarlık ve benlik anlayışına yaslanır. Bu arayış, kurumların, değerlerin ve beğenilerin çözüldüğü, birbirine karıştığı ve fakat yeni olanın apaçık belirginleşmediği bir geçiş zamanında (onun deyişiyle melez zamanlarda) gerçekleşiyor. Uygarlık ve benlik arayışı, Bir Cümle Olmaya Geldim’de daha da öne çıkıyor. Ardışık okunan Flamenko, Fado, Ya Leyl ve Uzun Hava bölümlerinde özellikle lirik olmaktan kaçınan ama yine de oradan söz alan şair, yakınlığın uzaklığa, benzerliğin başkalığa olan varlık borcunun ayırdındadır.
Devamını Oku
Şiir, ayarı bozulan söze mihenktir
Ferruh Tunç, ilki maalesef ulaşılamayan (Şehrin Eski Yolcusu), ikincisi ve üçüncüsü kitabevlerinin hayli dar şiir raflarında ısrarla aradıkça bulunan (Melez Zamanlar ve Tunç Ayna) kitaplarından sonra dördüncü şiir kitabıyla yanımızda. İşin ilginç yanı Ekim ayında basılan kitap, hem de şiirin ıssıza bırakıldığı bir ‘an’da, yeni yıla yeni baskı hazırlığı ile giriyor.
Hüzün, erotizm, tarih ve şiir geleneğine olağanüstü hakimiyet sinmiş şiirler.
“Günümüzün iyi şairlerinden Ferruh Tunç. Şiirleri hem birikim ister hem d eokur oalrak emek vermeniz gerekir, tam nüfuz edebilmek için. Ama gözünüz korkmasın. Şairaneliklerin dizildiği oyunbaz mısralar değiller. Bir kuyumcu titizliğiyle işler şiirlerini. Hiç umulmadık mısralardaustalara göndermeler, gizli mazmunalr, imgeler yatar.
Devamını Oku
“Muhtaç olduğumuz kudret, kültürel kavrayıştır.”
“Türk olmak, ilk modernlerde sonra insancıl- evrenselci bir genişlikten şiirimizin modern sonrası müktesebatına girebilsin istiyorum. Böylece postmodernizmin zihinlerimiz ve ruhumuzdaki cüruflarının temizlenmesini de hızlandırabiliriz.”
Günümüz şiirinin tarihi yazılırken özel bir yer tutacak
“Günümüz şiirinin tarihi yazılırken Melez Zamanlar’ın özel bir yer tutacağına inanıyorum. Günümüz şiirinde artık neredeyse unutulan bir yanı öne çıkararak doğrudan bugünün dünyasının çelişkileri ve çöküşünü konu alan şiirlerden oluşuyor bu yapıt.
Devamını Oku
“Melez Zamanlar”daki şiirler, benim önceki dönemindekilerden daha çok ilgimi çekiyor. Bence ilk kitaptan sonra, özellikle son yıllarda şiirin büyük bir dönüşüm yaşadı ve önemli bir noktaya çıktı. Sen kendindeki değişimi nasıl görüyorsun.
Zor seçilen bir renk bu
aktan beyaza doğru
Kendine sığınmanın küçüklüğü
Mors ve fok avcılığı kışları
yazları buzdaki alev sıcaklığı
Çiğ et yemem yadırganmamalı bu yüzden
bir de akrabası az bir dilin uzaklığı
Bana birkaç ünlü verin giderken
Anı değil bana, biraz yaşantı
İsa’yı çizecekler gövdeme çünkü
kanlı kamalarıyla az kaldı
Dünüme tur tertipleyecek
seyahat acentaları
Kısık gözlerimi gerin göğüme
güneş yurdumu talan etmeden
Şu buhar yükselen yollardan yazları
güllerinizi sularken beliren gökkuşağı
sizin olsun
Benimki
çatlayan bir göl tuhaflığı
Tahta üflemeli
tenor
ve bas bir çalgı
verin bir de
üflemeye metal yüreklere
Kürküm evladıma kalsın.
İnsanlar benzerlerini ararlar…
… İnsanlar benzerlerini ararlar, tarih boyunca hep benzerlerini aramışlardır, ben de Ferruh Tunç’u arayıp buldum. Hayata ve varoluşa ilişkin düşlerini, düşüncelerini antik/arkaik enstantanelerle süsleyerek aktardığı şiirlerini saf bir coşkuyla okudum, hayal perilerinin elinden tuttum.
Devamını Oku